Metnimde, ülkenin milli parkları, muhteşem yol manzaraları, Kotor Körfezi'ndeki şirin kasabalar ve Karadağ'ın diğer göz alıcı noktalarını detaylı bir şekilde ele aldım. Eğer bu sonbaharda Karadağ'ın etkileyici duraklarında keyifli bir zaman geçirmek istiyorsanız, uygun fiyatlı bir uçak bileti alarak bu güzel destinasyona kolayca ulaşabilirsiniz.
Gelin, yazımıza doğanın güzellikleriyle bir başlangıç yapalım
Aslında genellikle bir yerin başka bir yerle kıyaslanmasını tercih etmem. Her yerin kendine özgü bir değeri olduğuna inanırım, ancak burası gerçekten Bolu Yedigöller ile Artvin Borçka-Karagöl arasında gidip gelen bir atmosfere sahip gibi görünüyor. Kişi başı 4 euro karşılığında giriş yapabileceğiniz bu milli park, piknik veya yürüyüş yapma şansı sunarken, isterseniz kano veya tekne kiralayarak gölde keyifli bir zaman geçirebilirsiniz. Sık ağaçlarla çevrili, doğal güzelliklere sahip harika bir alan.
Karadağ, yazın ayrı, kışın ayrı tercih edilen muazzam bir ülke. UNESCO tarafından koruma altına alınan bu bölge, Büyük Kanyon'dan sonra dünyanın en uzun 2. kanyonu olan Tara Nehri ile büyüleniyor. Tara Nehri'nin bölgeye kattığı renkleri gözlerinizle görmek mümkün. Nehir boyunca uzanan güzergah üzerinde zipline, rafting, atv turları, safari gibi birçok aktiviteye katılma şansınız var.
Bölge, gölleri ve trekking güzergahlarıyla da dikkat çekiyor. National Park içinde bulunan Crno Gölü, özellikle gün doğumu ve batımında muazzam manzaralar sunuyor. Göl çevresindeki küçük bir restoranda dinlenerek doğayla iç içe yürüyüşler yapabilir veya tekneyle gölde gezebilirsiniz.
Durmitor'a geldiğinizde konaklama için önerim Zabljak kasabası. Zaten geldiğinizde birçok otel ve restoranın bu bölgede konumlandığını göreceksiniz. Ayrıca, görülmeye değer yerlere araçla en fazla 30 dakika uzaklıkta ulaşabilirsiniz. Durmitor, kış aylarında ön plana çıkan kayak tesisleriyle tanınsa da bahar ve yaz aylarında doğal güzellikleriyle büyüleyici bir atmosfere sahip.
Peki, UNESCO koruması altındaki bu parkta neler görebilirsiniz?
•Durdevica Tara Bridge
•Vrazje Gölü (Crno Jezero)
•Prevoj Sedlo
•Vidikovac Kanjon Tare
•Zminje Gölü
•Jablan Gölü
•Katun Plitki Do
•Zarisnik Viewpoint
•Piva Canon Viewpoint
Niksic şehrine ulaştıktan sonra dağ yollarından kıvrıla kıvrıla ulaştığım bu manastır, Sırp Ortodokslar için kutsal kabul edilen bir ibadet yeri. İlk adımda dikkatimi çeken manastırın duvarlarına ve kapılarına öpücük konduran inanılmaz kalabalık oldu. İçeri girişte de bu ritüel devam etti, mumlar öpülerek dikildi. Hatta içeride gözyaşlarıyla ibadet edenleri gördüm. İlginç olan kısım ise ziyaretçilerin battaniye ve sabun gibi malzemeleri bağışlaması; ihtiyaç sahipleri ise bu bağışlanan malzemeleri alarak manastırın bahçesinde konaklıyorlardı.
Her yıl 12 Mayıs'ta bayramını kutlayan manastır, 3 kilometre uzaklıktaki diğer bir manastırdan buraya çıplak ayakla yürüyen insanlarla dolup taşıyormuş. Sümela Manastırı Türkiye'de ve İtalya'daki Madonna della Corona Sanctuary'e benzeyen bu yapı, hem ritüelleri hem de mimarisiyle Karadağ'da görülmesi gereken önemli yerlerden biri.
Kotor Körfezi'nin içinde konumlanmış, kişisel favorim olabilecek bir kasaba. İtalyan mimarisinin Balkan'ın salaş atmosferiyle buluştuğu bu yerde, sadece 10 dakikalık bir yürüyüşle kasabanın bir ucundan diğer ucuna geçebilir, muhteşem deniz mahsulleri sunan restoranlarda oturabilir veya denizin keyfini çıkarabilirsiniz.
Perast'ın tam karşısında konumlanan Dorde Adası ve Leydilerin Kayası gerçekten renk katıyor. Dorde Adası'nda yer alan manastır içeri alınmasa da, tekneyle ulaşılabilir. Ayrıca, Perast içinde bulunan iki çan kulesine de sadece 1 euro ödeyerek çıkma şansınız var.
Dobroto, Kotor Old Town'a en yakın ve hem konaklama hem de restoranlarıyla öne çıkan bir bölge. Kotor'da konaklamayı düşünüyorsanız, kesinlikle Dobroto veya hemen karşı kıyısı Muo'yu öneririm. Eğer aracınız varsa, Old Town'da plan yapmaktan kaçının çünkü park yeri çok sınırlı ve maalesef oldukça yoğun bir trafik var.
Kotor'un tarihi merkezine adım attığınızda sizi etkileyen bir kale karşılar. Denize bakan kale kapısından içeri girdikten hemen sağ tarafta, zamanında halkın Kotor hakkındaki dedikoduları isimsiz bir zarfa bıraktığı bir alan bulunuyor. Bu dedikodular daha sonra gazetede yayınlanırmış.
Kotor'un tarihi merkezinde ara sokaklarda dolaşırken birçok dükkandan Türkçe konuşmalar duymanız oldukça olası. Turistler kadar işletmeler de artık Türk. Tarihi İtalyan mimarisini taşıyan sokaklarda, çok şirin kafelerle karşılaşacaksınız. Mimarileriyle o kadar güzel bir uyum içindeler ki, sokakta o sandalye masalar olmasa eksik bir şey olduğunu düşünüyormuşuz gibi bir his uyandırıyorlar.
300 yıldır aynı aile tarafından bakımı yapılan saat kulesi ve hemen altında, ayıbı veya suçu olan vatandaşların teşhir edildiği sütunu göreceksiniz. St. Tryphon Katedrali ve Aziz Nicholas Kilisesi'nin bulunduğu sokaklarda Gurdic Kapısı'na doğru ilerlediğinizde, filmlerde gördüğünüz kalelerden birinde olduğunuzu anlıyorsunuz. Kotor Kalesi, istendiğinde hızlıca kendini dışarıya kapatabiliyor.
Kotor'a yüksekten bir bakış atmak istiyorsanız iki seçeneğiniz var: Birincisi San Giovanni Kalesi. Ancak bu, 1300 basamaklı bir tırmanış rotasını içeriyor. Yolun yarısında, "Yoruldum, yeter!" diyenler için bir mola ve kilise durağı bulunuyor. İsterseniz bu noktada dönüşe geçebilirsiniz. Ben, şiddetli yağış nedeniyle maalesef buraya çıkamadım.
İkinci seçenek ise Kotor'un old town bölgesine 20 km uzaklıktaki Horizont Bar. Navigasyona yazarak kolayca bulabileceğiniz bu mekan, Kotor ve Adriyatik Denizi'ne tepeden bakma imkanı sunuyor. Bir şeyler içebilir ve manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Kotor'da en sevdiğim özelliklerden biri, denizlerin herkesin kullanımına açık olması. Dilediğiniz herhangi bir yerden denize girmek mümkün. Evet, konforunu düşünenler için plaj kültürü de var, ancak havlunuzu serip direkt yüzmeye başlayabileceğiniz çok uygun yerler de mevcut. İşte size 4 plaj önerim: Ancak özellikle Muo ve Prcanj bölgelerinde ücretsiz olarak girebileceğiniz, taş merdivenli ve oldukça güzel küçük yerler de bulunuyor.
•Perast Pirate Beach
•Beach Ljuta
•Kotor Beach
•Virtu Beach
Kotor ne kadar sakin ve sessiz bir yerse, Budva da bir o kadar canlı ve hareketli geldi bana. Daha eğlence odaklı bir hayatın aktığı bu bölgede ilk görülmesi gereken yer, Kotor Old Town'a benzeyen Budva Old Town bölgesi. Daracık sokaklardan denize kıyısı olan bu bölgede dolaşabilir, sevimli restoran ve kafelerde oturabilir, hatta konaklamanızı bu taş evlerden birinde yapabilirsiniz. Budva'nın tarihi merkezinde en çok hoşuma giden kısım, Kotor'a göre önü açık denizle çevrili olması nedeniyle tarihi merkez manzaralı plajlarda yüzebilmeniz. Bu kesinlikle çok otantik bir atmosfer katıyor.
Budva ile Bar arasındaki yol boyunca, Karadağ'ın en iyi plajlarına ve bana kalırsa en güzel yerleşim yerlerinden biri olan Sveti Stefan'a ulaşabilirsiniz. Budva'ya 5 kilometre uzaklıkta bulunan bu ada, 100 ev ve 3 kiliseye ev sahipliği yapıyor. Dünyanın en özel tatil destinasyonlarından biri olan Sveti Stefan'da günümüzde sadece turistik konaklama yapılmaktadır. Ancak fiyatlar oldukça yüksek. Eğer isterseniz, benim gibi "Ada olmasa da olur, plaj bizimdir." düşüncesiyle adanın her iki tarafındaki plajlardan denize girebilirsiniz.
Sveti Stefan'den 9 kilometre uzaklıkta, bu sefer karşınıza küçük bir kasaba olan Petrovac çıkacak. Denizin dibinde yer alan kale, Petrovac'a karakter katan unsurlardan biri. Petrovac, bana kalırsa deniziyle öne çıkan ve tatilde değerlendirilebilecek harika bir lokasyon.
•Plaza Ploce
•Trsteno Beach
•Plaza Jaz
•Plaza Pizana
•Plaza Ricardova Glava
•Mogren Plaza
•Becici Beach
•Kamenovo Beach
•Sveti Stevan Beach
•Petrovac Beach
•Lucica Beach
•Buljarica Beach
Bar şehrinin tarihi merkezi, Balkanlar'daki en büyük ve önemli Orta Çağ arkeolojik sit alanına ev sahipliği yapıyor. Bar şehrinde 600'den fazla kamu ve özel yapı kalıntısı bulunuyor. Rumija Dağı'na karşı antik kenti dolaşmak, Bar Old Town bölgesinde ayrıcalıklı bir deneyim sunuyor. Buranın diğer ilginç özelliği ise, Kotor ve Budva'da gördüğümüz denize sıfır antik kent konseptinin aksine, Bar Old Town'un denize 5 km uzaklıkta olması. Dağlar arasında konumlanan bu yerleşimde birçok Türk esnafıyla karşılaşmak ve ürünlerini satın almak da mümkün.
Arnavutluk ve Karadağ'ın ortak dünya mirası İşkodra Gölü'nde sazlıklar arasında tekne turu yapmak için en uygun yer, Virpazar adlı yerleşim alanıdır. Buradan kiralayacağınız teknelerle gölde tur atabilir, belirlediğiniz süre boyunca keşfe çıkabilirsiniz. Eğer "Ben tekne turu istemiyorum, ama manzaraları yine de görmek istiyorum." derseniz, size harika bir dağ yolu öneriyorum. Panoramic Road güzergahında Pavlova Strana Viewpoint noktasına ulaşabilir ve muhteşem manzaralara tanıklık edebilirsiniz.
Podgorica'ya 15 dakika uzaklıkta, üzüm bağları arasından geçerek ulaşabileceğiniz Nizam Camii'nin hikayesi oldukça ilginç. Osmanlı döneminde, koleradan ölen askerler için inşa edilen mezarlıklar ve cami, bakımsız durumda olduğu için yerel halk Osmanlı'dan yardım talep eder. Ancak, imparatorluk içindeki karışıklıklar nedeniyle cevap bir türlü gelmez. Arşivlerde bulunan mektup sonrasında ise tam 100 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti tarafından mezarlık ve caminin tüm bakımı gerçekleştirilir.